04 Eylül 2010

hey, ben 4 sene boyunca bir odada yaşadım!

4 senelik yarı özgürlükten sonra eve dönmek hiç de iç açıcı değil.

4 sene boyunca sen istediğin zaman istediğin şeyi yap, istediğin saatte git istediğin saatte gel, istediğin zaman ye, istediğin zaman uyu sonra bütün bunların üstüne verilen tepki "hiç odasından çıkmıyor, biraz benim yanımda oturmuyor" olsun.
hey! ben 4 sene boyunca bi odada yaşadım!


o kadar zaman kendi kendime yeni alışkanlıklar edinmişken benden eskisi gibi davranmamı nasıl bekleyebilirler ki? hem de hükümdarlığım daha iki ay önce sona ermişken.
kendi kendime yaşamaya alıştım. bu alışkanlığımın birden bire değişmesini bekliyorlar benden ve ben daha bi yere giderken malumat vermekte zorlanıyorum. onlarsa onlarla zaman geçirmemi istiyorlar. babam allahtan sadece çay koymamı istiyor. ha tabi bir de annemin dediklerini yapmamı. annemse onunla oturup dizi seyretmemi istiyor, sabahları müge anlı izleyelim diyor, hiçbir şey yapmasan da gel yanımda otur diyor. sorun şu ki SIKILIYORUM. ama bu sıkılmak annemi sadace kırıyor, bana anlayış göstermesi için bir neden değil. bunların dışında illa bişe söylemeleri gerekmez, bir kere söyledikten sonra ben her şeyden kıllanabilyorum. odanın önünden geçerken annemin durup da o küçücük aradan bakmaya çalışması, salondan odama ulaşmaya çalışan fısıltılar, yanlarına gittiğimde "evet? gene ne isteyeceksin bakışları?"... hele de bu sonuncusu, beni en çok çıldırtan. "ben sizden bişe istemiyorum, siz benden istememi istiyorsunuz!" diye bağırmak istiyorum. sanki onlara yalvarmam gerekiyormuş gibi hissettiriyorlar ve bu çok sinir bozucu.

bu iş beni çok geriyor. akşam uyurken, sabah uyanma konusunda söylenecekleri için geriliyorum. sabah uyandığımda, biraz daha uyumak istediğim için geriliyorum. akşam yemekte geriliyorum. yemeğim bitince masadan kalkarken geriliyorum. en kötüsü de bütün gün odamda geriliyorum. ve bu gerginlikten en yakın zamanda kurtulmak istiyorum.

2 yorum: